Fintech dünyası, heyecan verici yenilikler ve teknolojik gelişmeler sayesinde yıldırım hızıyla ilerliyor. Ancak bu ilerlemenin önemli bir dezavantajı var: artan veri ihlali tehdidi. Fintech şirketleri daha iyi müşteri deneyimleri sunmak için verileri kullandıkça, veri kaybını önleme (DLP) ihtiyacı da çok önemli ve karmaşık hale geliyor.
Bu makalede, fintech’in verileri güvende tutma konusunda karşılaştığı zorlukları ve şirketlerin müşteri bilgilerini korumak için hangi adımları atabileceğini inceleyeceğiz.
Fintech sektöründe veri kaybı riskleri nelerdir ve bunları nasıl azaltabilirsiniz?
Fintech SaaS platformları kullanıcı deneyimlerini geliştirmek, uygulamalarını özelleştirmek ve müşterilere kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak için büyük miktarda veri topladıkça, veri ihlali riski de artıyor. Bunun nedeni, daha özel hizmetlerin daha fazla veri gerektirmesi ve daha fazla verinin daha fazla kaybedilecek şey anlamına gelmesi ve bunun da siber suçluların ilgisini daha fazla çekmesidir.
Bu bölümde, Fintech’te veri kaybıyla ilişkili bazı ana riskler incelenmekte ve bu riskleri azaltmaya yönelik etkili stratejiler hakkında bilgiler verilmektedir. Elbette, temel olarak, kapsamlı bir bilgi güvenliği yönetim sistemine sahip olmanız gerekecektir (bkz. uluslararası standart ISO 27001). Ardından, aşağıdaki riskleri göz önünde bulundurun:
1. Fintech sektöründe veri ihlalleri
Fintech şirketleri, topladıkları ve işledikleri hassas müşteri verilerinden oluşan bir denizde yüzüyor ve bu da onları bilgisayar korsanları ve diğer siber suçlular için çekici hale getiriyor. Bir fintech şirketindeki potansiyel bir veri ihlali, gerçekleşmeyi bekleyen bir felakettir. Mali kayıp, itibarın yerle bir olması ve yasal sıkıntıları düşünün.
Bu nedenle fintech şirketlerinin güçlü güvenlik kalkanları oluşturmaları kesinlikle hayati önem taşıyor.
Riski azaltın:
- Verileri şifreleyin ve hassas veriler için güvenli depolama uygulamaları kullanın.
- Güvenlik açıklarını önlemek için güvenlik sistemlerini düzenli olarak güncelleyin ve yama uygulayın.
- Oturum açma prosedürlerini güçlendirmek için çok faktörlü kimlik doğrulama uygulayın.
- Sağlam bir DLP çözümüne sahip olun. (Önerimiz tabi ki Safetica ONE 😉)
2. Kişiselleştirilmiş veriler
Günümüzün fintech dünyasında, kişiselleştirilmiş veriler büyük bir mesele haline geldi (ve dürüst olalım, rekabet nedeniyle bu biraz gerekli). Şirketler, hizmetlerini kişiselleştirerek kullanıcılara birinci sınıf deneyimler sunmak istiyor. Ancak işin püf noktası şu: kişiselleştirilmiş verilerle aşırıya kaçmak, veri gizliliği açısından riskli bir iş olabilir. Çok fazla bilgi depolamak ve büyük ölçüde süslü yapay zekâ algoritmalarına güvenmek, bilgisayar korsanlarına kapı açabilir. Kişiselleştirme ve veri gizliliği arasındaki o dengeyi bulmak, kullanıcı güvenini sağlamanın ve hassas bilgileri korumanın anahtarıdır.
Riski azaltın:
- Kişisel verilerin gerekli sürelerin ötesinde saklanmasını sınırlandırmak için veri saklama uygulamalarını şirketinizin veri güvenliği politikasına dahil edin.
- Potansiyel riskleri belirlemek ve ele almak için düzenli veri gizliliği etki değerlendirmeleri yapın.
- Kişiselleştirme için belirli verileri paylaşmamayı tercih eden kullanıcılar için açık ve belirgin çıkışseçenekleri sunun.
3. Fintech sektörüne özel kullanım zorlukları:
Fintech şirketleri, kişiselleştirilmiş verileri orijinal planın ötesinde amaçlar için kullanmak istediklerinde bazen kendilerini zor bir noktada bulurlar. Sorun şu ki verileri çok uzun süre elde tutmak veya alternatif amaçlar için kullanmak yalnızca gizlilik kurallarını ciddi şekilde bozmakla kalmaz, aynı zamanda müşterilerin kendilerini huzursuz hissetmelerine de neden olabilir. Verilerini yalnızca amaçlandığı şekilde kullanacağınız konusunda size güvenebileceklerini bilmeleri gerekir.
Bu engellerin üstesinden gelmek için işletmeler kullanıcılara karşı açık ve dürüst davranarak inisiyatif almalıdır. Müşterilerin verilerinin nasıl kullanılacağına dair açık ve şeffaf bildirimlerde bulunmak ve her türlü ikincil amaç için açık rıza almak güven kazanmayı ve sürdürmeyi sağlayabilir.
Riski azaltın:
- Kişiselleştirilmiş veriler için izin verilen amaçları özetleyen kapsamlı bir veri kullanım politikası geliştirin.
- Veri kullanımını yetkili personel ve amaçlarla kısıtlamak için veri erişim kontrolleri uygulayın.
- Kullanıcıların, belirli veri kullanımlarını devre dışı bırakmak da dahil olmak üzere veri tercihlerini kolayca yönetmelerine izin verin.
4. Fintech dünyasında veri paylaşımı:
Veri paylaşımı, hızlı iş dünyasında, özellikle de fintech sektöründe, daha fazla verimlilik elde etmek ve kişiselleştirilmiş müşteri deneyimleri sunmak için yaygın bir uygulamadır. Ancak verilerin üçüncü taraf kuruluşlarla paylaşılması hassas bilgileri potansiyel ihlallere maruz bırakabileceğinden, bu uygulama doğal riskleri de beraberinde getirmektedir.
Veri işleyicisi olarak hareket eden Fintech şirketleri, veri güvenliğine öncelik vermeli ve müşteri verilerini yetkisiz erişim ve kötüye kullanıma karşı korumak için yeterli güvenlik önlemlerinin ve sözleşmeye dayalı düzenlemelerin mevcut olmasını sağlamalıdır.
Riski azaltın:
- Üçüncü taraf kuruluşlarla veri paylaşmadan önce bu kuruluşların güvenlik uygulamaları hakkında kapsamlı bir durum tespiti yapın.
- Özellikle veri korumaya yönelik hükümler içeren açık veri paylaşım anlaşmaları oluşturun.
- Güvenlik standartlarına uygunluğu sağlamak için üçüncü taraf veri işleme uygulamalarını düzenli olarak izleyin ve denetleyin.
5. Bulut güvenliği riskleri:
Fintech şirketleri bulut tabanlı teknolojileri daha önce hiç olmadığı kadar benimsiyor, inovasyon ve büyüme için yeni olanakların kapılarını açıyor. İlerlemeyi durduramazsınız, ancak bununla birlikte gelen bulut tabanlı tehditleri de dikkate almaya başlamalısınız.
Hassas finansal verilerin buluta emanet edilmesi, bulut sağlayıcısı tarafından uygulanan yetersiz güvenlik önlemleri, yetersiz erişim kontrolleri ve paylaşılan kaynaklar nedeniyle fintech şirketlerini veri ihlallerine açık hale getirebilir. Ek olarak, buluta erişimi olan şirketler için içeriden gelen tehditler konusu da dikkate değer risk oluşturuyor. Çalışanların veya yüklenicilerin yanlışlıkla veya kötü niyetle verileri yanlış kullanabileceği de göz önünde tutulmalıdır.
Riski azaltın:
- Şifreleyin, şifreleyin, şifreleyin! Verileri bulutta depolamadan önce şifrelemek ekstra bir koruma katmanı ekler.
- Bulut sistemlerinize erişmek için çok faktörlü kimlik doğrulaması kullanın.
- Düzenli güvenlik denetimleri bulut sistemleriniz için bir sağlık kontrolü gibidir. Güvenlik açıklarının tespit edilmesine ve sorun haline gelmeden önce düzeltilmesine yardımcı olurlar.
- API’ler buluta açılan kapılar gibidir. Sinsi davetsiz misafirlerin içeri sızmasını önlemek için onları kilitli ve güvenli tutun.
Yukarıda bahsedilen riski azaltma yöntemlerinden bazılarının sadece iyi bir fikir olmakla kalmayıp, aynı zamanda bazı ülkelerdeki mevcut veri güvenliği yasaları kapsamında zorunlu olduğunu unutmayın. Dünya çapındaki en önemli veri düzenlemelerine ilişkin bu makaleyi inceleyebilirsiniz.
İnsan hatası riskleri ve çalışan eğitiminin önemi
Gelişmiş teknolojiler ve hatasız veri güvenliği protokolleri veri korumada çok önemli bir rol oynasa da genellikle fark edilmeyen gizli bir tehlike daha vardır: insan hatası!
Sağlam BT sistemlerine ve DLP yazılımına sahip olmalarına rağmen, fintech şirketleri, çalışanları potansiyel siber tehditlerle başa çıkmak için iyi bilgilendirilmemişse savunmasız kalacaktır. Çalışanların yapacağı bir gözetim veya hata, herhangi bir fintech şirketi için büyük bir siber güvenlik sorununa neden olabilir.
Fintech şirketlerinin bu zorluğun üstesinden gelmek için uygun bir eğitimle (ve sık hatırlatmalarla) çalışanların veri güvenliğinin farkında olduğundan emin olmaları gerekir.
Her şeyden önce, çalışanların bir şeylerin ters gittiğini fark etmeleri için eğitilmeleri gerekir. Çalışan eğitimleri sosyal mühendislik, phishing, güvenli veri işleme uygulamaları, parola yönetimi ve olay raporlama prosedürlerigibi konuları kapsamalıdır. Bunların hepsi fintech bağlamında son derece önemlidir.
Basitleştirilmiş ve iyi anlatılmış güvenlik politikaları, fintech çalışanlarının sorumluluklarını ve uyumsuzluğun olası sonuçlarını anlamalarını sağlar. Kurum genelinde sürekli öğrenme ve iyileştirme kültürünü teşvik etmek, çalışanları potansiyel tehditleri anında fark etme ve bunlara yanıt verme konusunda güçlendirir.
Unutmayın, siber güvenlik tek seferlik bir olay değildir ve fintech çalışanlarını yeni ortaya çıkan tehditler ve en iyi uygulamalar konusunda güncel tutmak için sürekli öğrenme çok önemlidir – siber suçlular her gün yeni numaralar öğreniyor, bu nedenle çalışanlarınızın hızdan haberdar olması gerekiyor.
Fintech iş hedeflerinin veri güvenliği düzenlemeleriyle uyumlu hale getirilmesi
Fintech şirketleri genellikle kendilerini finans sektörüne özgü düzenlemelerden oluşan bir labirentte gezinirken bulurlar. Gözlerini DORA, GLBA veya PCI DSS gibi kısaltmalardan ayırmamaları gerekir. Sıkı veri güvenliği standartlarını karşıladıklarından emin olmalıdırlar.
Ancak hepsi bu kadar değil – fintech’in AB’deki GDPR gibi daha geniş kapsamlı düzenlemelerle de uyumlu hareket etmesi gerekiyor. Güney Afrika’nın POPIA veya ABD’de yakın zamanda yürürlüğe giren eyalet düzenlemeleri, örneğin Colorado Gizlilik Yasası veya Connecticut Veri Gizliliği Yasasıda önemli düzenlemeler arasındadır.
Bu düzenlemelere uyum sağlamak, özellikle yenileri ortaya çıktıkça ve mevcut olanlar güncellendikçe zor olabilir. Ancak sürekli değişen veri güvenliği dünyasında işler böyle yürüyor! Şirketler proaktif olmalı ve geride kalmamak için en son gereksinimler hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Belirli düzenleyici gereklilikler, bir işletmenin faaliyet gösterdiği yargı bölgesine bağlı olarak değişir. Yine de bazı yinelenen zorunlu hükümler bulunur:
- Veri şifreleme: Birçok veri koruma yasası, kuruluşların hassas bilgileri yetkisiz erişime karşı korumak için şifreleme önlemleri almasını gerektirir.
- Erişim kontrolleri: Yönetmelikler genellikle hassas verilere erişimi yalnızca yetkili personelle sınırlandırmak için erişim kontrollerinin kullanılmasını zorunlu kılar. Ayrıca Sıfır Güven Yaklaşımına da göz atın.
- Veri ihlali bildirimi: Yasalar, kuruluşların bir veri ihlali durumunda etkilenen bireyleri ve düzenleyici makamları bilgilendirmesini ve bu bildirimlerin ne kadar hızlı olması gerektiğine dair zaman sınırları koymasını gerektirebilir.
- Onay yönetimi: AB’nin GDPR’si gibi bazı düzenlemeler, kuruluşların kişisel verilerini toplamadan ve işlemeden önce bireylerden açık rıza almasını gerektirir ve genellikle bireylere rızayı iptal etme ve vazgeçme gibi ekstra haklar verir.
- Veri saklama politikaları: Yönetmelikler, kuruluşların müşteri verilerini ne kadar süreyle saklayabileceğine ve bu verilerin ne zaman ve nasıl silinmesi gerektiğine ilişkin belirli yönergeler belirleyebilir.
Safetica’nın DLP yazılımı ile fintech verilerinin korunması
Fintech alanında veri güvenliği tartışılmaz bir konudur. Hassas bilgilerin korunmasının sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda ahlaki bir zorunluluk olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Fintech endüstrisinin verilere artan bağımlılığı, sağlam veri güvenliği önlemlerini, kullanıcıların güvenini korurken endüstrinin ilerlemesi için mutlak bir gereklilik haline getirmektedir.
Safetica’nın güçlü Veri Kaybı Önleme (DLP) yazılımı, veri ihlallerine, insan hatalarına ve bulut tabanlı tehditlere karşı rakipsiz bir kalkan sunar:
- Veri sınıflandırması: Kuruluşunuzdaki kişisel verileri kolayca tanımlayın ve sınıflandırın, uygun şekilde işlenmesini ve korunmasını sağlayın.
- Veri izleme ve denetleme: Veri kullanımını gerçek zamanlı olarak izleyin, hassas veri aktarımlarını takip edin ve uyumluluk raporlaması ve analizi için ayrıntılı denetim günlükleri oluşturun.
- Erişim kontrolleri: Yalnızca yetkili personelin hassas verilere erişebilmesini sağlamak için erişim kontrolleri uygulayarak veri ihlali riskini azaltın.
- Olay müdahalesi: Safetica’nın yazılımı, olası veri ihlallerine hızlı bir şekilde yanıt vermenizi sağlayarak olayları araştırmanıza, etkiyi kontrol altına almanıza ve riskleri azaltmanıza olanak tanır.