Günümüzün en büyük sorunu dijital dağınıklık. Kullanmadığınız uygulamaları ve kısa yolları silerek çevrimiçi gizliliğinizi ve güvenliğinizi artırın
Bilmiyorsanız; geçen hafta Veri Gizliliği Haftasıydı. Herkese çevrimiçi hareketlerimizin her birinin bir veri izi oluşturduğunu ve bu nedenle kişisel bilgilerimizi çevrimiçi kullanırken çok dikkatli davranmamız gerektiği uyarısında bulunan bilinçlendirme etkinliği yapıldı. Bunun iyi bir nedeni vardı.
Dijital dünyada her geçen gün daha fazla zaman geçiriyoruz. Bunun anlamı: Arkadaşlarla sosyalleşmek için sosyal medya platformlarına giriyor; arama motorlarını, mesajlaşma ve video konferans araçlarını kullanarak e-posta yoluyla iletişim kuruyor ve dijital yayın hizmetlerinden faydalanıyoruz. Ancak temasa geçtiğiniz her kuruluş sizden bir şey istiyor. Hesaplarınızı güvende tutmak, kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak ve sizinle olan ilişkilerinden para kazanmak için oturum açma bilgileri, iletişim bilgileri, konum ve hatta tarama geçmişi gibi bilgiler istiyorlar.
Olası güvenlik ve gizlilik risklerini azaltmak için bu kuruluşlarla paylaştığınız bilgi miktarını sınırlamak ve çevrimiçi yayılmasına engel olmak akıllıca bir hareket olur.
Sorun, abartmak…
Kişisel ve hesap bilgilerinizi ne kadar çok site ve uygulamayla paylaşırsanız, bilgilerinizin ihlal edilme olasılığı o kadar artar: Bu şirketlerden birinin güvenliği ihlal edilebilir veya doğrudan bilgisayar korsanları tarafından hedef alınabilirsiniz. Ayrıca, gezinme bilgileriniz ve diğer bilgilerinizin üçüncü taraf reklamcılar ve diğerleriyle paylaşılma olasılığı daha yüksektir. Ve elbette, sosyal medyada içerik yayınlıyorsanız, tüm dünyayı günlük hayatınızın inceliklerini gözlemlemeye davet ediyor olabilirsiniz.
Bu sadece kendi kişisel güvenliğinizi ve mahremiyetinizi riske atmaz. Bir iş cihazı kullanıyorsanız veya farkında olmadan kurumsal bilgileri paylaşıyorsanız, bu aynı zamanda işvereniniz için de bir tehdit olabilir ve riskleri daha da yükseltebilir. Bir evcil hayvanın adı veya mevcut rolünüzün ayrıntıları gibi oldukça zararsız bir şey bile, bilgisayar korsanları tarafından açık çevrimiçi hesapları kırmak ve/veya daha da hassas bilgileri ortaya çıkarmak için kimlik avı saldırılarını özelleştirmek için kullanılabilir.
Çevrimiçi olarak yayınladığınız ve paylaştığınız şeyleri kısıtlamak, giderek daha fazla siber hırsızlar ve şaibeli veri komisyoncularıyla dolan dijital bir dünyada anlamlıdır. Ancak potansiyel olarak çok sayıda web sitesine, hesaba ve cihaza yayılmış çok fazla bilgiyle, nereden başlayacağınızı bilmek zor olabilir.
İşte başlamak için belirlediğimiz en iyi 10 adım:
Dijital dağınıklık ve ayak izinizi sınırlamanın 10 yolu
Daha az uygulama indirin
Mobil uygulamalar genellikle amaçlandığı gibi çalışmak için kullanıcıların önemli miktarda kişisel ve/veya finansal bilgi girmesini gerektirir. Ayrıca konum, gezinme etkinliği ve daha sonra üçüncü taraflarla paylaşılan diğer bilgileri de izleyebilirler. Ne kadar az uygulamaya kaydolursanız, bilgileriniz o kadar az açığa çıkacaktır.
Varsayılan dürtünüz önce indirip sonra soru sormak değil, tam tersi olmalıdır. Gerçekten ihtiyacınız olan bir şey olup olmadığına karar vermeden önce araştırma yapmalısınız.
Daha sonra, bir süredir kullanmadığınız uygulamaları kaldırmak için cihazlarınızı düzenli olarak “temizlemeniz” gerekir. Bunları yaparken, saklamaya karar verdiğiniz uygulamaların izinlerini de kontrol etmeyi unutmayın.
Daha az çevrimiçi hesap oluşturun ve mevcut hesapları temizleyin
Şirketler sizde sadece alışkanlık yaratmak istemiyor. Onlara sadık kalmanızı da istiyorlar. Bu nedenle, birçoğu sizi hesap oluşturmaya ve bu şekilde kazanç sağlayabilecekleri bilgilerinizi de paylaşmaya teşvik edecektir. Bu, e-ticaret sitesinden bir medya sitesine kadar her tür şirket olabilir. Bir sonraki ziyaretinizde ödeme ve diğer bilgilerin kaydedilmeyeceğini bilseniz bile, bunu yapmayın. Daha fazla mahremiyet ve güvenlik için ödediğimiz bedel genellikle biraz sıkıntı çekmektir.
Zamanla daha az kullandığınız ve artık kullanmadığınız çevrimiçi hesaplarınız varsa, onları kapatın.
Hassas verileri paylaşmamaya ekstra özen gösterin
Bazen istediğiniz mal veya hizmetleri almak için bilgi paylaşmak kaçınılmazdır. Ama verdiğiniz bilgilere dikkat edin. Gerekli değilse kesinlikle, yeraltı siber suç dünyasında yüksek talep gören telefon numarası, e-posta ve ev adresi, mali ayrıntılar ve sosyal güvenlik numarası gibi bilgileri paylaşmayın. Örneğin, e-posta ve telefon numaraları, alıcılara kimlik avı mesajları göndermek için kullanılabilir. Riski daha da azaltmak için çevrimiçi satın alma yaparken misafir hesaplarını kullanın.
Sosyal medyada paylaşmadan önce iki kez düşünün
Sosyal medya dijital megafon gibidir. Çoğunlukla paylaşılan içerikler beğenilir, yeniden paylaşılır ve dijital ortamda bir kez yayınlandıktan sonra kaldırılması veya geri alınması neredeyse imkansız hale gelir. Bu nedenle, içeriği yayınlamadan önce, başkaları ve gelecekteki işvereniniz tarafından nasıl karşılanacağını düşünmek önemlidir. Ayrıca, yaptığınız iş ve özel hayatınızla ilgili herhangi bir hassas bilgi taşıyıp taşımadığını da düşünmelisiniz. Ayrıca profilinizi çevrimiçi ortamda arkadaşlarınızla/kişilerinizle sınırlandırmayı ve gerçek hayatta tanımadığınız kişileri eklememeyi düşünün. Gizlilik tercihlerini gözden geçirin ve herhangi bir istenmeyen iletişimin sahte olabileceğine dikkat edin.
Dijital dağınıklık ve silme hakkınız
Düzenleyiciler, Avrupa Birliği de dahil olmak üzere dünyanın bazı bölgelerindeki insanların, hoşlanmadıkları bilgileri belirli bir çevrimiçi ortamdan silmek için yeni yöntemler buldu. “Silme hakkı” adı verilen bu konsepte, AB’nin GDPR’si öncülük etti. Adınızı çevrimiçi olarak aratın ve sizle ilgili bilgilerin kaldırılmasını istemek için doğrudan web sitesi yetkilileri ile iletişime geçin. Ardından, aynısını yapmak üzere Google gibi arama motorlarıyla iletişime geçin.
Konumunuzu gizleyin
En saldırgan veri yakalama yöntemlerinden biri, konum izlemektir. Bu şekilde, üçüncü taraflar günlük hareketlerinizi ve alışkanlıklarınızı öğrenebilir. Bu sadece dijital gizlilik için risk oluşturmaz, aynı zamanda fiziksel güvenliğinizi de tehlikeye atabilir. Uygulamaların konumunuzu izlemeyi bıraktığından emin olun.
Bilgilerinizi çevrimiçi anketlere vermeyin
İnternet, genellikle çevrimiçi anketleri veya benzerlerini doldurma karşılığında, yarışmalar ve ödül teklifleriyle doludur. Bazıları, kişi listeleri oluşturmaya yarayan açık pazarlama kampanyalarıdır. Diğerleri, kişisel bilgilerinizi kimlik avı kampanyalarında kullanmak ve/veya karanlık ağda satış yapmak amacıyla çalmak için tasarlanmış, tamamen suça yönelik girişimler olabilir.
Bültenlere temkinli yaklaşın
Çevrimiçi markalar, dijital haber bültenleri konusuna önem veriyor. Müşterileriyle doğrudan iletişim kurmalarını ve onlara kişiselleştirilmiş içerik ve promosyonlar sunmalarını sağladığına inanıyorlar. Ancak çoğumuz için çevrimiçi haber bültenleri, gelen kutumuzu doldurmaktan başka bir işe yaramıyor. Bültenlere kayıt olma isteğine karşı koyun. Alternatif olarak, özellikle yalnızca bir kez kullanmak üzere kayıt olacaksanız, bu amaçla açtığınız bir e-posta adresi veya kullan-at bir e-posta hesabı kullanın.
Üçüncü taraf çerezlerini devre dışı bırakın
Çerezler, bir web sitesini ziyaret ettiğinizde bilgisayarınıza veya cihazınıza indirilen küçük dosyalardır. Site sahipleri tarafından ziyaretçilerin profilini çıkarmak ve gelecekteki ziyaretlerde faydalanmak üzere tercihleri kaydetmek için kullanılırlar. Bu, sitede gezinmeyi kolaylaştırsa bile, çoğumuz kullanıcı adlarını ve şifreleri içerebilecek bu tür bilgileri paylaşmamayı tercih ediyoruz. Bir web sitesini ziyaret ettiğinizde çerezleri kabul et isteğini reddetmeniz yeterlidir. Tarayıcınızın gizlilik ayarlarına giderek de üçüncü taraf izlemeyi devre dışı bırakabilirsiniz.
Dijital dağınıklık nedeniniz cihaz sayısınız olabilir mi?
Son olarak, aktif olarak kullandığınız kaç cihaz ve bilgisayarınız olduğunu gözden geçirin. Bu cihazların her biri, kaybolması veya çalınması durumunda ortaya çıkacak potansiyel veri kaynağıdır. Gerçekten yeni bir tablet satın almanız gerekiyor mu? Cevap hala “evet” ise, tüm kişisel verilerinizi onunla senkronize etmeniz gerekiyor mu?